Diana, bilinci açıkken yardım beklerken yalnızca dört kelime söyledi:
“Tanrım, ne oldu?”
36 yaşındaki Diana, sevgilisi Dodi Fayed ile birlikte paparazzilerden kaçmaya çalışırken Paris’teki Pont de l’Alma tünelinde kaza geçirdi. Şoför Henri Paul’ün kontrolünü kaybetmesiyle araç önce başka bir araca, ardından da tüneldeki beton direğe çarptı.
Çarpışmada Diana, Fayed ve şoför Paul hayatını kaybetti. Kazadan sağ kurtulan tek kişi, Diana’nın koruması Trevor Rees-Jones oldu.
Olay yerine ilk ulaşan itfaiyecilerden Xavier Gourmelon, Diana’yı tanımadığını ve sadece “arabanın arka koltuğundaki sarışın kadın” olarak gördüğünü anlattı. Gourmelon, yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Bilinci açıktı. Elini tuttum ve sakinleştirmeye çalıştım. O sırada bana sadece, ‘Tanrım, ne oldu?’ dedi.”
Kısa süre sonra kalp krizi geçiren Diana’ya müdahale edildi. Gourmelon kalp masajıyla onun yeniden nefes aldığını, ancak ağır iç yaralanmalar nedeniyle kaldırıldığı Pitie-Salpetriere Hastanesi’nde hayatını kaybettiğini söyledi.
İngiliz basınına konuşan Gourmelon, o geceyi asla unutamadığını belirterek şunları ekledi:
“Ambulansa bindirilirken hâlâ yaşıyordu. Hastanede öldüğünü öğrendim. Çok üzücüydü. O an kiminle karşı karşıya olduğumu bilmiyordum; bana ancak ambulans görevlileri bunun Prenses Diana olduğunu söylediler.”
Prenses Diana’nın ölümü tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. Kensington Sarayı önüne milyonlarca kişi çiçekler bıraktı. 6 Eylül 1997’de düzenlenen cenaze töreni yaklaşık 2,5 milyar kişi tarafından televizyonlardan izlendi ve tarihe geçti.