07 Temmuz 2025 Pazartesi
Taylan Auban Yazdı... Seraser Fine Dining Restaurant: Zamanın ve Lezzetin Sessiz Ustası
Alevlerin Gölgesinde Kalan Gerçek: Türkiye’nin Görünmeyen Krizi
Aşıklar Şelalesi’nde Örnek Uygulama: Doğayı Temizleyene Ücretsiz İkram
Yavaşlayan Ekonomi: Büyümemek de Bir Seçim Olabilir mi?
Plastik Poşet Değil, Geleceğimiz Parçalanıyor
Aileler Temizliyor, Çark Dönüyor, Lezzet Geliyor
İzmir’in Tire ilçesinde bulunan Aşıklar Şelalesi, yalnızca doğal güzellikleriyle değil, şimdi de çevre duyarlılığına yönelik yaratıcı bir uygulamayla gündeme geldi. Bu yenilikçi fikir, Tireli çevre gönüllüsü ve sosyal girişimci Ege Damatoğlu’ndan geldi.
Damatoğlu’nun önerisi üzerine hayata geçirilen uygulamada, şelale çevresine gelen aileler piknik sonrası çevreyi temizler, çöp, sigara izmariti ve benzeri atıkları toplarlarsa, işletme tarafından hazırlanan özel bir “ödül çarkını” çevirme hakkı kazanıyor. Çarkta yer alan çeşitli ikramlardan (gözleme, çay, ayran, dondurma, tost, su gibi) hangisi denk gelirse, ziyaretçi o ikramı ücretsiz olarak alıyor.
Ege Damatoğlu: “Doğayı korumak ödüllendirilmeli”
Fikir sahibi Ege Damatoğlu, uygulamanın amacını şu sözlerle özetliyor:
“İnsanlar çoğu zaman küçük çöpü yere atmakta bir sakınca görmüyor. Ama o küçük çöpler zamanla doğayı kirletiyor. Ben de düşündüm; neden temizlik bir alışkanlığa ve eğlenceli bir deneyime dönüşmesin? İşletme yetkilileri fikrime sahip çıktı, ben de çok mutlu oldum.”
Ailelerden Tam Not
İşletme yetkilileri, özellikle hafta sonları yoğun ilgi gören bu uygulamanın çocuklu aileler için teşvik edici olduğunu vurguluyor. Bir ziyaretçi, “Çocuklar çöpleri toplarken yarış yapıyorlar. Ardından çarkı çevirmek onlar için bir ödül gibi. Doğayı korumayı oyunla öğreniyorlar,” diyerek memnuniyetini dile getirdi.
Basit Bir Fikir, Büyük Bir Etki
Ege Damatoğlu’nun bu duyarlı fikri, doğa ile uyumlu yaşamı teşvik eden küçük ama etkili bir örnek olarak dikkat çekiyor. Aşıklar Şelalesi’nde başlayan bu uygulamanın, başka doğal alanlara da yayılması umut ediliyor.
Haber: Cavit Yoldaş
Antalya siyasetini derinden sarsan gelişmede, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, rüşvet soruşturması kapsamında tutuklandı. İçişleri Bakanlığı, yargı süreci tamamlanana kadar Böcek’in belediye başkanlığı görevinden geçici olarak uzaklaştırıldığını açıkladı.
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, 05 Temmuz 2025 tarihinde Muhittin Böcek, oğlu Mustafa Gökhan Böcek ve eski gelini Zeynep Kerimoğlu hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Aynı gün ifadeye çağrılan Böcek, savcılıktaki işlemlerinin ardından Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edilerek tutuklandı.
Soruşturma dosyasına giren iddialar dikkat çekici boyutta:
İddiaya göre, seçim kampanyasında kullanılmak üzere 25 milyon TL talep edildi ancak bu paranın yerine araç giydirme hizmeti adı altında 8,5 milyon TL’lik fatura düzenlendi.
Şubat 2025’te, Böcek’in oğlu adına 30 milyon TL değerinde bir villa alımı gerçekleşti. Bu paranın, iş insanı Yusuf Yadoğlu tarafından üç taksit halinde ödendiği iddia edildi. Banka dekontları, baz istasyonu kayıtları ve tanık ifadeleri bu iddiayı destekleyen belgeler arasında gösteriliyor.
İçişleri Bakanlığı, Anayasa’nın 127. maddesi ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca Böcek’i görevinden aldı. Açıklamada, “Yargı süreci tamamlanana kadar belediye başkanlığı görevini yürütemeyecektir” denildi.
Tutuklama ve görevden uzaklaştırma kararı, Antalya kamuoyunda ve siyasi arenada sert tartışmalara yol açtı. Muhalefet kanadı, süreci “hukukun siyasallaştırılması” olarak yorumlarken; iktidar kanadı “yargının görevini yaptığını” savundu. CHP’ye yakın kaynaklar, sürecin şeffaf işlemesi gerektiğini vurguladı.
Yargılama süreci boyunca;
Yeni tanıklar dinlenebilir,
Bilirkişi raporları dosyaya girebilir,
Delillerin meşruiyeti yargı makamlarınca değerlendirilecek.
Muhittin Böcek’in savunması, iddiaları nasıl karşılayacağı ve kamuoyunu ne yönde ikna etmeye çalışacağı önümüzdeki günlerde şekillenecek.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Temmuz 2025’te DEM Parti heyetiyle Beştepe’de bir araya geldi. Yaklaşık 90 dakika süren görüşmede, “terörsüz Türkiye” hedefi ve çözüm sürecinin geldiği yeni aşama masaya yatırıldı. Toplantıya MİT Başkanı İbrahim Kalın ve AK Parti Genel Başkanvekili Efkan Ala da katılırken, DEM Parti heyetinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan yer aldı.
DEM Parti görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, “Karşılıklı iradenin süreceği” mesajını verdi. Parti yetkilileri, “Çekincelerin aşıldığı, umut verici bir atmosferin oluştuğu ve demokratik siyasal alanın güçlendirilmesi yönünde ortak bir anlayışın geliştiği” değerlendirmesinde bulundu.
Görüşmede, TBMM bünyesinde “Terörle Mücadele ve Demokratik Çözüm Komisyonu” kurulması önerisi gündeme geldi. Bu adımın, süreci kurumsal çerçeveye taşıyarak şeffaf ve katılımcı bir zeminde ilerlemesini sağlayacağı kaydedildi.
Cumhur İttifakı yetkilileri de süreci “stratejik önemde bir açılım” olarak değerlendirdi.
DEM Parti, görüşmede “barışçıl, demokratik ve toplumsal diyaloga dayalı bir siyaset anlayışı” vurgusu yapıldığını belirtti. Partiden yapılan açıklamada, “Halkın demokratik beklentileri, tüm siyasi aktörlerin sorumluluk üstlenmesini gerekli kılmaktadır” ifadelerine yer verildi.
Süreçte bir sonraki adımın, 9 Temmuz’da Meclis’e sunulacak yasal ve kurumsal öneriler olması bekleniyor. Uzmanlar, bu gelişmelerin Türkiye’nin iç barışına ve siyasal normalleşmeye yönelik güçlü bir iradeye işaret ettiğini belirtiyor.
Bu görüşme, 2025 yazı itibarıyla Türkiye’de çözüm sürecinin yeniden gündeme geldiğini ve siyasi uzlaşının tesisine yönelik zemin arayışlarının sürdüğünü gösteriyor. Ancak ilerleyişin kalıcılığı, atılacak somut adımlara, toplumsal uzlaşıya ve şeffaflığa bağlı olacak.
HTŞ’ye “Normalleşme” Kapısı Açıldı
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun 23 Haziran 2025’te imzaladığı kararnameyle, Hay’at Tahrir al‑Sham (HTŞ) isimli radikal yapı, “Yabancı Terör Örgütü” listesinden çıkarıldı. Kararın duyurulmasının ardından başta Avrupa ve Orta Doğu olmak üzere küresel ölçekte siyasi ve diplomatik tartışmalar başladı.
ABD’nin bu kararının arkasında, Suriye’nin kuzeybatısında HTŞ kontrolündeki bölgelerde istikrar sağlama ve yeniden inşa süreçlerine destek verme niyeti olduğu belirtiliyor. Bu değişimin zeminini ise Mayıs 2025’te dönemin ABD Başkanı Donald Trump ile HTŞ lideri Ahmed el‑Sharaa arasında Suudi Arabistan’da gerçekleşen sürpriz görüşme hazırlamıştı.
Neden Bu Adım Atıldı?
Siyasi ve İnsani Gerekçeler Öne Çıkıyor
Yeniden yapılandırma hedefi: ABD, HTŞ’nin fiili olarak yönettiği bölgelerde insani yardımların ve altyapı yatırımlarının önünü açmak istiyor.
Pragmatik diplomasi: HTŞ, el-Kaide ile olan geçmiş bağlarını kestiğini ve “dahil edici, demokratik” bir Suriye hayal ettiklerini ilan etti.
Uluslararası çağrılar: BM ve AB kurumları bu adıma temkinli yaklaşsa da insani operasyonlara erişim açısından kararın fırsat olabileceğini belirtti.
Dünya’dan Tepkiler: Destek Var, Şüphe Daha Çok
Avrupa Birliği ve Türkiye, HTŞ’ye yönelik yaptırımları geçici olarak askıya aldı. Ancak özellikle Almanya ve Fransa gibi ülkeler, kararın bölgede yeni çatışmaları tetikleme riski taşıdığı uyarısında bulundu.
İnsani yardım örgütleri, bu adımın sahadaki faaliyetlerini kolaylaştırabileceğini kabul ederken; BM Güvenlik Konseyi’ne bağlı bazı uzmanlar HTŞ’nin geçmişteki radikal eylemleri göz önüne alındığında liste dışına çıkarılmasının erken olduğu görüşünü savunuyor.
Tehlikeler ve Koşullar: ABD’nin Şartlı Yaklaşımı
ABD, HTŞ’nin listeden çıkarılmasını “sınırsız bir af” olarak tanımlamıyor. Dışişleri Bakanlığı’na göre örgütün;
Kadın ve azınlık haklarına riayet etmesi,
İnsani yardım koridorlarına izin vermesi,
Şiddeti reddetmesi ve terörle mücadeleye katkı sunması,
Kimyasal silahlarla ilgili tam şeffaflık sağlaması
gerekiyor. Aksi takdirde yeniden yaptırım uygulanabileceği ifade edildi.
Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Etkisi | Açıklama |
---|---|
Siyasi Normalleşme | ABD, HTŞ bölgelerinde diplomatik temaslara açık sinyal verdi. |
Ekonomik Hareketlilik | Yeniden inşa için özel sektör ve yardım fonları yönlendirilebilir. |
Terörle Mücadelede Değişim | HTŞ’nin, IŞİD ve benzeri yapılara karşı işbirliği beklentisi oluştu. |
İnsan Hakları Sınavı | ABD, örgütün demokratik değerlere bağlılık testinden geçmesini bekliyor. |
ABD’nin HTŞ’yi terör listesinden çıkarması, Suriye denkleminde yalnızca jeopolitik değil, aynı zamanda insani ve diplomatik etkilere de yol açacak. Ancak uluslararası kamuoyu bu sürecin samimi bir normalleşme mi, yoksa bölgesel dengeleri altüst edecek yeni bir istikrarsızlık mı doğuracağını zamanla görecek.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ile CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Görüşmenin ardından kameraların karşısına geçen Özel, son günlerde CHP’li belediye başkanlarına yönelik art arda gelen operasyonlar hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Özellikle Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek’in tutuklanmasına tepki gösteren Özel, “Bir daire meselesinden tutuklama kararı vermek fırsatçılıktır. Sezon ortasında, Antalya gibi bir şehirde belediye başkanını tutuklamak hangi akla hizmettir?” ifadelerini kullandı.
Özel, Böcek’in oğlu ve eski geliniyle ilgili iddialar hakkında da değerlendirmede bulunarak, “Muhittin Böcek’in bu meseleyle hiçbir bağı yok. Eğer mesele araştırılacaksa adres bellidir. Tutuklama kararı, siyasi bir hamledir” dedi.
Özgür Özel, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ve Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere’nin gözaltına alınmalarına da değinerek şunları söyledi:
“Zeydan Karalar Adana’da efsanedir. Halkın sevgisiyle, hizmetiyle oradadır. Tutdere için ise Adıyaman’da herkes tek ses oldu. Bu insanlar halkın gözünde karşılığı olan, oyla seçilmiş isimlerdir. Bir müteahhidin iftirasıyla gözaltına alınıyorlar.”
Operasyonlara ilişkin kamuoyunda oluşan algının, yargı eliyle siyasal bir kuşatma görüntüsü yarattığını ifade eden Özel, “Delil varsa hukuka saygılıyız. Ama buradaki mesele hukuk değil; seçimle alınamayan belediyeleri başka yollarla ele geçirme çabasıdır” dedi.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ da görüşme sonrası yaptığı açıklamada, yargı süreci hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirtti ancak sadece CHP’li belediyelerin hedef alınmasına tepki gösterdi:
“Şafak baskınlarıyla yapılan bu operasyonlar, kamuoyunda adalet duygusunu zedeliyor. Türkiye’de sadece CHP’li belediyelerde usulsüzlük oluyormuş gibi bir algı yaratılıyor. Bu, hayatın olağan akışına aykırıdır.”