Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği (TEMAD) İzmir İl Başkanlığı, Karşıyaka Hükümet Konağı önünde bir araya gelerek, tazminat ve özlük haklarındaki adaletsizliğe dikkat çekti. TEMAD İzmir İl Başkanı Ömer Bayram tarafından okunan basın açıklamasında, “Biz kimseden ulufe, sadaka istemiyoruz; biz hakkımızı istiyoruz” ifadeleriyle hak talepleri bir kez daha gündeme taşındı.
“Astsubaylık Onurlu Bir Meslektir”
Açıklamada, astsubayların tarih boyunca ülkesine canı pahasına hizmet ettiğine vurgu yapıldı. Başkan Bayram, “Astsubaylık mesleği, Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Vecihi Hürkuş’tan Ömer Halisdemir’e kadar kahramanlık örnekleriyle dolu bir geçmişe sahip. Ancak bugün astsubaylar açık bir biçimde mağdur edilmekte, ekonomik ve sosyal olarak tükenme noktasına gelmiştir” dedi.
Bayram, yıllardır verilen sözlerin tutulmadığını, tazminat haklarının siyasi gerekçelerle sürekli ertelendiğini belirterek, “Defalarca KHK ve torba yasaya girmiş olmasına rağmen, son dakika politikalarıyla tazminat hakkımız gasp edilmiştir” ifadelerini kullandı.
“Ücret Politikası Adaletsiz ve Mantıksız”
Açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri içindeki maaş sistemine de tepki gösterildi.
“Emekli bir albay maaşının yüzde 70’ini alırken, bir uzman çavuş yüzde 55’ini, bir astsubay ise yalnızca yüzde 43’ünü alıyor. Bu durum ne vicdanla ne de hiyerarşik düzenle bağdaşır,” denildi.
Astsubayların Talepleri
Basın açıklamasında dile getirilen talepler şöyle sıralandı:
Özlük haklarının iyileştirilmesi,
13.000-14.000 gösterge rakamına göre tazminatların hayata geçirilmesi,
Emekli maaşlarındaki adaletsizliğin giderilmesi,
3600 ek göstergeden yararlanamayanlara verilen ödemenin enflasyona karşı korunması,
Kalkınmada öncelikli bölgelerde görev yapan astsubaylara kademe hakkı verilmesi,
Sicil affı çıkarılması,
Astsubay Meslek Yüksekokullarının 4 yıllık fakülte düzeyine çıkarılması.
“Hak Verilmez, Alınır”
Açıklamanın sonunda, “Biz kimseden lütuf istemiyoruz, biz adalet istiyoruz. 17 Ekim’de Ankara’da olacağız ve hakkımızı alana kadar mücadeleye devam edeceğiz. Çünkü biz biriz!” ifadeleriyle kararlılık mesajı verildi.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, “PTT-HGS borcunuz var” ve “Teslim alınmamış kargonuz var” gibi sahte mesajlarla vatandaşları dolandıran bir şebekeye yönelik düzenlenen operasyonlarda 900 milyon liralık hesap hareketi tespit edildiğini açıkladı. Operasyon kapsamında gözaltına alınan 12 şüpheliden 10’u tutuklandı.
Yalancı SMS’lerle Kimlik Avı Tuzağı
Bakan Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, İstanbul merkezli 6 ilde “bilişim sistemlerini kullanarak nitelikli dolandırıcılık” suçuna yönelik eş zamanlı operasyonların gerçekleştirildiğini duyurdu. Dolandırıcıların, PTT ve HGS’nin isim ve logolarını taklit ederek sahte internet siteleri kurdukları, vatandaşlara “HGS borcunuz var” ya da “Kargonuzu teslim almadınız” şeklinde SMS’ler göndererek kişisel bilgileri ele geçirdikleri ortaya çıktı.
900 Milyon Liralık Hesap Hareketi Ortaya Çıktı
Yapılan incelemelerde şüphelilere ait 900 milyon liralık banka hareketi tespit edildi. Ayrıca, suçtan elde edildiği değerlendirilen gelirlerin izini sürmek amacıyla 200 banka hesabı ve 30 kripto varlık hesabına el konuldu.
Yerlikaya: “Mücadelemiz Kararlılıkla Sürecek”
İçişleri Bakanı Yerlikaya, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Vatandaşlarımızın kişisel verilerini hedef alan, kamu kurumlarımızın isimlerini kullanarak dolandırıcılık yapan bu şebekelere karşı mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.”
Tutuklamalar Gerçekleşti
Jandarma ekiplerinin teknik ve fiziki takibi sonucunda yakalanan şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. 12 şüpheliden 10’u çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Pakistan’da uzun yıllardır insan hakları ihlali olarak tartışılan “Bacha Bazi” geleneği yeniden gündeme geldi. Sosyal medyaya yansıyan son görüntüler, hem ülke içinde hem de uluslararası kamuoyunda büyük tepki çekti.
Paylaşılan videolarda, östrojen hormonu verilen genç bir erkeğe büyük bir servet bırakıldığı anlar yer aldı. Kadınsı kıyafetler giydirilen gencin, eğlencelerde dans ettirildiği görülüyor. Bu görüntüler, “çocuk istismarı” ve “ahlaki çöküntü” tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
Farsça kökenli bir ifade olan “Bacha Bazi”, kelime anlamı olarak “çocukların oyunu” demek. Ancak gerçekte bu gelenek, küçük yaştaki erkek çocukların kadınsı kıyafetlerle şarkı söylemeye, dans etmeye ve kimi zaman cinsel istismara maruz bırakılmasına dayanıyor. İnsan hakları savunucuları, bu uygulamayı açıkça “modern kölelik” olarak tanımlıyor.
İddialara göre, bu geleneğin devam ettiği bölgelerde bazı çocuklara östrojen hormonu verilerek sakal çıkması engelleniyor ve daha kadınsı bir görünüm kazandırılıyor. Daha sonra varlıklı ve nüfuzlu kişiler tarafından himaye altına alınan çocuklar, özel eğlencelerde “oyun” adı altında sahneye çıkarılıyor.
Pakistan’da ve komşu Afganistan’da “Bacha Bazi” yasal olarak yasak. Ancak özellikle kırsal bölgelerde, yasa dışı biçimde sürdürülmeye devam ediyor. 2018 yılında Afganistan’da çıkarılan yasalarla ağır cezalar getirilmesine rağmen, uygulamanın yerel güç sahiplerinin koruması altında gizlice yürütüldüğü bildiriliyor.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası insan hakları örgütleri, “Bacha Bazi”yi bölgedeki en ağır çocuk istismarı örneklerinden biri olarak raporlarında düzenli biçimde vurguluyor. Afganistan’da görev yapan yabancı askerlerin dahi bu uygulamaya tanık oldukları, ancak yerel otoritelerden çekindikleri için çoğu zaman müdahale edemedikleri belirtiliyor.
Uzmanlara göre bu korkunç geleneğin kökeninde, ekonomik yoksulluk ve feodal güç dengeleri yatıyor. Birçok çocuk, yoksul ailelerin çaresizliği nedeniyle nüfuzlu kişiler tarafından himaye altına alınıyor. Ailelerin ekonomik baskı altında çocuklarını “koruma” vaadiyle bu kişilere teslim ettikleri, böylece istismar döngüsünün sürmesine yol açtıkları ifade ediliyor.
İnsan hakları savunucuları, “Bacha Bazi”nin bir kültürel gelenek değil, sistematik bir suç olduğunu vurguluyor. Pakistan ve Afganistan hükümetlerinden bu konuda somut adımlar atılması, çocukların korunması için uluslararası desteğin artırılması çağrıları yapılıyor.
Süper Lig’de bu akşam oynanacak Galatasaray–Beşiktaş derbisi, futbolun ötesinde anlamlı bir farkındalığa sahne olacak. Sarı-kırmızılı futbolcular, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla sahaya köpeklerle birlikte çıkarak hayvan sevgisine dikkat çekecek.
beIN Sports’un haberine göre, Galatasaray’ın bu özel uygulaması Süper Lig tarihinde ilk kez gerçekleşecek. Derbi öncesinde futbolcular, seremoni alanına ellerinde tuttukları tasmalarda köpeklerle birlikte gelecek. Bu sembolik hareketle, hayvan haklarına yönelik toplumsal farkındalığın artırılması amaçlanıyor.
Etkinlik kapsamında, Galatasaray Kulübü’nün iş birliği yaptığı bazı hayvan barınaklarından getirilen köpeklerin sahaya çıkacağı öğrenildi. Kulüp yetkilileri, bu uygulamanın sahipsiz hayvanların sahiplenilmesine ve hayvan haklarına karşı duyarlılığın artmasına katkı sunacağını belirtti.
Galatasaray yönetimi, taraftarlara çağrıda bulunarak “Bir can da sen kurtar” mesajını paylaştı. Taraftarların sosyal medya üzerinden farkındalık kampanyasına destek vermesi ve sahipsiz hayvanların sahiplenilmesi yönünde paylaşımlar yapılması bekleniyor.
Bu etkinliğin, yalnızca bir farkındalık adımı değil; aynı zamanda futbol dünyasının sosyal sorumluluk bilincine sahip olduğunu gösteren güçlü bir mesaj olduğu ifade ediliyor. Derbi gibi yüksek izlenme oranına sahip bir müsabaka aracılığıyla milyonlarca insana ulaşılması hedefleniyor.
Kulüp yetkililerinden yapılan açıklamada, “Futbol sadece skor değil, toplumla birlikte hareket etme gücüdür. Bu akşam sahaya çıkacak her oyuncu, bir can dostuyla birlikte topluma umut verecek” ifadeleri kullanıldı.
İsrail güçlerinin Küresel Sumud Filosu’na düzenlediği saldırının ardından alıkonulan 36’sı Türk toplam 137 aktivisti taşıyan Türk Hava Yolları’nın (THY) özel seferi TK6920, İstanbul Havalimanı’na indi. Aktivistler, inişin ardından Adli Tıp Kurumu’nda sağlık kontrolünden geçirilecek ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri alınacak.
“Aç ve Susuz Bıraktılar, Boyun Eğmedik”
Uçaktan inen aktivistler, İsrail’de üç gün boyunca fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldıklarını, aç ve susuz bırakıldıklarını ancak hiçbir baskıya boyun eğmediklerini belirtti. Aktivistler, “Cumhurbaşkanımıza, devletimize teşekkür ederiz. Tüm alıkonulanları Türkiye kurtardı” dedi.
Dışişleri: “Vatandaşlarımızın Dönüşü Tamamlanıyor”
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, X hesabından yaptığı açıklamada, İsrail güçlerinin uluslararası sularda el koyduğu Küresel Sumud Filosu teknelerinde yer alan 36 Türk vatandaşının özel uçakla ülkeye döndüğünü bildirdi. Bakanlık kaynakları, aynı uçakta ABD, BAE, Cezayir, Fas, İtalya, Kuveyt, Libya, Malezya, Moritanya, İsviçre, Tunus ve Ürdün vatandaşlarının da bulunduğunu açıkladı.
İkinci Dalga: Özgürlük Filosu Gazze’ye İlerliyor
İsrail’in saldırısının ardından, Uluslararası Özgürlük Filosu adıyla ikinci bir yardım filosu Akdeniz üzerinden Gazze’ye doğru yola çıktı. Toplam 11 gemiden oluşan filo, hem insani yardım malzemelerini ulaştırmayı hem de Gazze’ye uygulanan ablukayı kırmayı amaçlıyor.
“Vicdan” Gemisi 22 Ülkeden 92 Aktivist Taşıyor
68 metre uzunluğundaki “Vicdan” adlı gemide 22 farklı ülkeden 92 katılımcı bulunuyor. Toplam 10 gemide ise 146 kişi Gazze’ye doğru seyrini sürdürüyor. Filonun pazar günü Gazze kıyılarına ulaşması hedefleniyor.
Özgürlük Filosu’ndaki Gemiler: Abd Elkarim Eid, Al-Awda, Alaa Al-Najjar, Anas Al Sharif, Vicdan (Conscience), Gaza Sunbird, Ghassan Kanafani, Leila Khaled, Milad, Soul of My Soul, Umm Saad.