Yaklaşık bir buçuk asır önce Rusya’nın elinde bulunan Alaska, bugün Amerika Birleşik Devletleri’ne bağlı topraklar arasında yer alıyor. Cuma günü ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Alaska’nın en büyük şehri Anchorage’da yapacağı zirve, bölgenin tarihini yeniden gündeme taşıdı.
yüzyıl ortalarında Rusya İmparatorluğu, Alaska’yı uzak, savunması zor ve ekonomik getirisi düşük bir bölge olarak görüyordu. Kırım Savaşı sonrası yaşanan mali zorluklar, bu toprakların satışı fikrini güçlendirdi.
ABD’nin dönemin Dışişleri Bakanı William Seward, Alaska’nın alınması için Rusya ile masaya oturdu. 30 Mart 1867’de imzalanan anlaşma ile Alaska, ABD’ye 7,2 milyon dolar karşılığında satıldı. Bu miktar, o dönemde mil kare başına yaklaşık 2 sent anlamına geliyordu.
Satın alma kararı, o dönemde Amerikan basınında ve kamuoyunda “Seward’s Folly” (Seward’ın Çılgınlığı) olarak anıldı. Eleştirmenler, bu bölgenin ABD’ye hiçbir fayda sağlamayacağını savundu. Ancak ilerleyen yıllarda Alaska’nın zengin petrol, altın ve doğal kaynak yatakları bulununca kararın stratejik değeri ortaya çıktı.
Günümüzde Alaska, hem enerji kaynakları hem de Asya ile Kuzey Amerika arasındaki jeopolitik konumu nedeniyle büyük önem taşıyor. Ayrıca ABD’nin Arktik bölgedeki askeri varlığının da kilit noktası konumunda.