Atalarımızın Denisovalılarla çiftleşmesi, günümüzde hâlâ sağlığımıza fayda sağlayan bazı avantajlı genlerin miras kalmasına yol açmış olabilir. Yeni bir araştırmaya göre bazı topluluklar, sıtma da dahil olmak üzere paraziter hastalıklara karşı dirençlerini artıran Denisovalı DNA’sı taşıyor olabilir.
Asya’da giderek daha fazla Denisovalı fosili bulunurken, bu soyu tükenmiş kardeş türün geniş bir coğrafyaya yayıldığı ve farklı yaşam koşullarına uyum sağladığı anlaşılıyor. Bazı Denisovalı toplulukların, sıtma ve diğer vektör kaynaklı hastalıkların yaygın olduğu bölgelerde yaşaması, bağışıklık sistemlerini güçlendiren genetik adaptasyonlara yol açmış olabilir.
Laos’taki Tam Ngu Hao 2 Mağarası’nın çevresi, sıtma taşıyan sivrisineklerin bol bulunduğu subtropikal ormanlarla kaplıydı. Günümüz Güneydoğu Asyalılarının genomlarının yüzde 4 ila 6’sının Denisovalılardan gelmesi, bu uyumun izlerini hâlâ taşıdıklarını gösteriyor. Özellikle bağışıklıkla ilişkili bazı genler, tropikal hastalıklara karşı koruma sağlamaya devam ediyor.
Araştırmacılar, HLA-H∗02:07 adlı bir Denisovalı gen varyantının sıtma paraziti Plasmodium vivax’ın yaygın olduğu bölgelerde yüksek oranda bulunduğunu belirledi. Ayrıca CYP enzimlerini kodlayan genler, hem zehirli bitki ve hayvanlara karşı hem de vektör kaynaklı hastalıklara karşı direnç geliştirmede rol oynamış olabilir.
Uzmanlar, modern insanlarda görülen bu geniş Denisovalı genetik mirasın artık şaşırtıcı olmadığını, özellikle hastalık direnci bağlamında büyük anlam taşıdığını vurguluyor. Bu bulgular, antik insanların genetik uyumlarının, günümüz insan sağlığı üzerinde hâlâ etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Kaynak: IFL Science, 11 Eylül 2025