DOLAR 40,0187 0.06%
EURO 47,0297 0.32%
ALTIN 4.290,030,03
BITCOIN 4324158-0.82293%
Antalya
27°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

    [gtranslate]
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
Ciudad Juárez’de 383 Cesetlik Sessizlik: Gerçekten İhmal mi, Yoksa Sistematik Bir Gizleme mi?

Ciudad Juárez’de 383 Cesetlik Sessizlik: Gerçekten İhmal mi, Yoksa Sistematik Bir Gizleme mi?

Meksika’da bir krematoryumda rastgele yığılmış halde bulunan yüzlerce mumyalanmış ceset, yalnızca adli bir skandalı değil; devlet, kartel ve kayıplar üçgeninde sıkışmış bir gerçeği de sorgulatıyor.

ABONE OL
2 Temmuz 2025 14:14
Ciudad Juárez’de 383 Cesetlik Sessizlik: Gerçekten İhmal mi, Yoksa Sistematik Bir Gizleme mi?
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ciudad Juárez’in sakin bir mahallesindeki krematoryumdan yayılan keskin koku, bölge halkının huzursuzluğunu artırmıştı. Yapılan şikâyetler üzerine polis ekipleri tesise baskın düzenlediğinde, önce 60 kadar mumyalanmış ceset bulundu. Devamındaki günlerde sayı 383’e yükseldi. Cesetlerin bir kısmı yıllar öncesine, bir kısmı ise aylar öncesine dayanıyordu. Ortak noktaları ise aynı odalarda üst üste yığılmış, hiçbiri yakılmamış ve çoğunun kimliksiz olmasıydı. Olayla ilgili açıklama yapan yetkililer, ölüm nedenlerinin büyük ölçüde doğal olduğunu, işkence veya şiddet izine rastlanmadığını duyurdu. Ancak olayın boyutu büyüdükçe, kamuoyundaki sorular da derinleşti.

Adli tıpta yaşanan sistemsel çöküş mü söz konusuydu, yoksa bu olay buzdağının yalnızca görünen kısmı mıydı?

Saklanan Sadece Cesetler Değildi

Meksika’da 2006 yılından bu yana süren kartel savaşları ve militarizasyon politikaları, ülkedeki adli sistemin çöküşünü tetikledi. Resmî verilere göre 127 binden fazla kişi kayıp. Bunların büyük kısmı göç yollarında, kırsalda ya da şehirlerin kenar mahallelerinde iz bırakmadan yok oldu. Ciudad Juárez’deki bu krematoryumda bulunan cesetlerin önemli bir kısmı kayıt dışıydı. DNA testlerini zorlaştıran mumyalanma işlemi, cesetlerin bilinçli şekilde kimliksizleştirilmiş olabileceği ihtimalini gündeme taşıyor. Kimi gözlemciler, bu durumun sadece ihmalle açıklanamayacak kadar düzenli ve uzun süreli olduğunu savunuyor.

Bazı cesetlerin 3-4 yıldır orada olduğu, bazılarının ise yakın zaman önce getirildiği tespit edildi. Bu durum, krematoryumun yıllardır bilinçli şekilde bir “ara istasyon” gibi kullanıldığı şüphesini doğurdu. Bu kişiler kimdi? Göçmen mi, kaçırılan siviller mi, yoksa belgelenmemiş devlet operasyonlarının kurbanları mı?

Ruhsatlı Karanlık

Krematoryumun resmi ruhsatlara sahip olması, olayı sıradan bir yasa dışı işlemden çıkarıyor. Yetkililer tesisin yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini söylese de, olayın ölçeği “görmezden gelinmiş bir yapı” şüphesi yaratıyor. Cesetler neden saklandı? Yakılmadılarsa neden ailelere sahte küller teslim edildi? Bir krematoryum, bunca yıl boyunca bu kadar cesedi nasıl “fark edilmeden” biriktirebildi?

Kimi yorumlara göre, bu tesis yalnızca bireysel bir ihmalin değil, adli sistemle karteller ya da güvenlik aygıtları arasında oluşmuş gri bölgelerin bir sonucu olabilir. Resmî kayıtlara hiç girmeyen cesetler, ölüm nedenleri sorgulanmayan kişiler, yakılmadan teslim edilen sahte küller… Tüm bu unsurlar, olayın rastlantı olmadığını düşündürecek kadar çarpıcı.

Devletin Gölgesi, Halkın Sessizliği

Meksika’da askeri darbe geleneği yok. Ancak 2006 sonrası başlayan ordu merkezli güvenlik politikaları, sivillere yönelik hak ihlallerini artırdı. Askeri yetkili birliklerin gözaltıları, kayıp ihbarlarının soruşturulmaması, kimliği belirsiz cenazelerin hızla gömülmesi ya da “doğal ölüm” raporlarıyla dosyaların kapatılması, tüm bu zinciri sessizce inşa etti.

Ciudad Juárez’deki krematoryum bu zincirin halkalarından biri mi? Henüz net değil. Ancak gözlemciler, bu olayın bir sistem boşluğundan çok, sistemli bir örtme mekanizması olduğunu öne sürüyor. Belki de bu tesis, kayıp kişilerin yasal iz bırakmadan “yok edilmesinin” kolaylaştırıcı bir durağıydı. Bir anlamda devletin yükünü alıyor, kayıt tutmuyor, isim sormuyor, kül teslim ediyor.

Yasal Ama Şüpheli: Cesetlerin Arkasındaki Boşluklar

Bazı aileler, bu krematoryumda bulunabileceklerini düşündükleri yakınları için kimlik tespiti talep ediyor. Ancak uzmanlar, mumyalanmış cesetlerde DNA örneklemesinin son derece zor olduğunu belirtiyor. Bu da gerçeğin çok büyük kısmının artık kaybedildiği anlamına geliyor. 383 cesedin kaçı tanımlanabilecek, kaçı tanınmadan kayıtlara geçecek, kaçı için hiçbir zaman hesap sorulamayacak?

Yetkililer olayın “vicdansız bir sorumsuzluk” olduğunu söylüyor. Fakat kamuoyu, bu kelimelerin ardında daha büyük bir suskunluk olduğunu hissediyor. Bu olayda asıl eksik olan şey ne adli belge, ne kayıt, ne de DNA; eksik olan şey şeffaflık ve siyasi irade.

Krematoryumun Sessizliği, Gerçeğin Çığlığı

Ciudad Juárez’deki krematoryum skandalı, sadece cesetlerin değil, bir ülkenin adalet anlayışının da mumyalanmış halini gözler önüne serdi. Bu ölü bedenler, sistemin boşluklarında yıllarca sessizce bekledi. Ve sonunda, kötü bir koku onları ifşa etti. Fakat geriye yanıtlanmamış onlarca soru kaldı:

Bu cesetler neden gerçekten yakılmadı?
Kimliği neden saklandı?
Devlet neden bu kadar uzun süre sustu?
Ve en önemlisi: Bunlar yalnızca “ihmal edilmiş” insanlar mıydı, yoksa bilinçli olarak silinenler mi?

Gerçekler sessiz olabilir. Ama bu sessizlik, bir ülkenin adalet terazisini sonsuza dek sarsacak kadar ağır olabilir.

Haber: Cavit Yoldaş

En az 10 karakter gerekli