DOLAR 39,0321 0.29%
EURO 44,2624 0.49%
ALTIN 4.214,172,22
BITCOIN 4272844-1.03056%
Antalya
32°

AÇIK

SABAHA KALAN SÜRE

  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
  • Antalya Haber
Cavit Yoldaş

Cavit Yoldaş

21 Mayıs 2025 Çarşamba

Uluslararası Ödüllü Uzman Melih Arslan Keser’den Saç Ekiminde Mükemmellik

Uluslararası Ödüllü Uzman Melih Arslan Keser’den Saç Ekiminde Mükemmellik
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Saç ekimi uzmanı Melih Arslan Keser, 2015 yılından bu yana sürdürdüğü profesyonel kariyeriyle hem Türkiye’de hem de yurt dışında adından söz ettirmeye devam ediyor. İstanbul merkezli çalışmalar yürüten Keser, özellikle Avrupa başta olmak üzere dünyanın farklı ülkelerinden gelen hastalara hizmet sunarak saç ekimi alanında küresel düzeyde güven kazanmış bir isim haline geldi.

Estetik ve medikal alanlarda güncel gelişmeleri yakından takip eden Keser, hasta memnuniyetini merkeze alan yaklaşımıyla, doğal ve kalıcı sonuçlara ulaşmayı amaçlıyor. Operasyon öncesinden başlayan bireysel değerlendirme süreci, operasyon sırasında gösterilen titizlik ve operasyon sonrasındaki düzenli takip sistemi, onun mesleki yaklaşımının temel taşlarını oluşturuyor.

Saç ekiminde uyguladığı modern teknikler, yüksek başarı oranı ve doğallık odaklı sonuçları sayesinde binlerce hastanın hayatında pozitif değişimler yaratan Melih Arslan Keser, mesleki başarılarının bir yansıması olarak 2024 yılında düzenlenen Uluslararası Başarı ve Kariyer Ödülleri kapsamında “Yılın En İyi Saç Ekim Uzmanı” ödülüne layık görüldü. Bu önemli ödül, yalnızca estetik alandaki yetkinliğini değil, aynı zamanda etik değerlere ve hasta güvenliğine verdiği önemi de tescillemiş oldu.

Danışanlarıyla kurduğu şeffaf iletişim, kişiye özel planlamalar ve operasyon sonrası destek süreciyle bütüncül bir hasta deneyimi sunuyor. İstanbul’da gerçekleştirdiği operasyonlarla Türkiye’yi saç ekimi alanında sağlık turizminin merkezlerinden biri haline getiren Keser, kariyerine aynı özveri ve titizlikle devam ediyor.

Bugüne kadar 6.000’i aşkın başarılı saç ekimi operasyonuna imza atan Melih Arslan Keser, yalnızca teknik bilgi birikimiyle değil, aynı zamanda hasta deneyimini ön planda tutan yaklaşımıyla da fark yaratıyor. Gerçekleştirdiği işlemler sonrası doğal görünüm, hızlı iyileşme ve yüksek memnuniyet oranları sayesinde, farklı coğrafyalardan gelen hastaların güvenini kazanmayı başardı. Operasyon sonrası süreçte sunduğu birebir takip ve danışmanlık desteği, hastaların yalnızca estetik değil, psikolojik açıdan da kendilerini güvende hissetmelerini sağlıyor. Uluslararası platformlarda paylaşılan hasta yorumları ve referansları, Keser’in başarısını kanıtlayan en güçlü göstergeler arasında yer alıyor.

Devamını Oku

Ercüment Tula’nın siyasi duruşunu yansıtan sözleri

Ercüment Tula’nın siyasi duruşunu yansıtan sözleri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Ercüment Tula, Türk kültür ve fikriyatına dair anlayışını “Yeryüzündeki 250 milyon Türk birbirine gönül bağı ile bağlıdır” sözleri ile ifade eder.

Milliyetçilik anlayışı birleştirici ve bütünleştiricidir. Öyle ki bu anlayışını şu şekilde ifade etmektedir:

Biz Tunceli Kadar Alevi, Diyarbakır Kadar Kürt, Trabzon Kadar Laz, Tanrı Dağları Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslümanız.

Ercüment Tula hayatının her döneminde doğruluk, dürüstlük ve mertlikten şaşmayan sözlerinde de bu düşüncelerini daima dile getiren önemli bir isim olarak Türk Dünyası hayatında önemli bir figür olmuş, genç nesiller arasında tarihsel bilinç oluşturmak ve farklı kültürler arasında köprüler kurmayı hedefleyen, “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol” ayetini hayatına amir kılmış, geçmişimize sıkı sıkıya sahip çıkan sosyal girişimcilik alanında birçok ülkede önemli işlere imza atmış olan idealist dava insanıdır.

Tula, Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle düzenlenen resepsiyonda “Yeryüzündeki 250 Milyon Türk birbirine kan bağı ile bağlıdır” ifadesini kullanarak, Türk halkının dünya genelindeki birlikteliğine vurgu yaptı. Bu cesur ve anlamlı açıklama, uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı.

Türk dünyasının samimi simalarından Ercüment Tula ülkemizin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından peşi sıra gelen yöneticilik teklifleri değerlendirmiş; birçok sivil toplum kuruluşlarında ülke genelinde farklı birimlerde etkili görevler almıştır. Siyasi arenada da mahalle, ilçe, il, ülke ve uluslararası arası teşkilat çalışmaları yapmış, yaptığı çalışmalar neticesinde birçok ödüle layık görüşmüştür.

Tula’nın bu başarılı temsilciliği, Türkiye’nin ve Türk dünyasının geleceği için umut verici bir adım olarak görülüyor.

Ercüment Tula, Türk dünyasına umut veren sözleriyle yaşam tazını harmanlayarak çalışmalarına devam etmektedir.

İşte, Ercüment Tula’nın en sevilen ve anlamlı sözleri:

“Türk Dünyası bizim için belli sınırlar içerisinde sıkıştırılmaya çalışılan alanlar içinde değildir.”

“Türkler dünyanın her yerinde etkindir ve etkin olmaya devam edecektir.”

“Türk’ün dünyasının sınırlarını dar alanda tutabileceğini sanan lobilerden korkmadık, korkmuyoruz, korkmayacağız.”

“Türk Dünyası benim kara sevdamdır.”

“Yeryüzündeki 250 Milyon Türk Birbirine Kan Bağları İle Bağlıdır.”

“Biz Tunceli Kadar Alevi, Diyarbakır Kadar Kürt, Balkanlar Kadar Roman, Trabzon Kadar Laz, Tanrı Dağları Kadar Türk, Hira Dağı Kadar Müslümanız.”

“Türk Dünyasının mazlum ve kaderine terk edilmiş insanlarına sözümüz var.”

“Bizim Türk Dünyasıyla derin bir gönül bağımız var.”

“İnanan inanmayan her kim varsa aynı bağın gülüdür.”

Devamını Oku

YGD’DEN 19 MAYIS COŞKUSU: Özgürlük ve gençliğe adanan bir gün

YGD’DEN 19 MAYIS COŞKUSU: Özgürlük ve gençliğe adanan bir gün
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği (YGD), 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı bir kez daha gurur ve coşkuyla kutladı.

Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği (YGD), Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yılmaz, yaptığı açıklamada, 19 Mayıs’ın Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin sembolü olduğunu vurguladı.

YGD Başkanı Yılmaz, Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere verdiği öneme dikkat çekerek, bu bayramın genç nesillere duyulan güvenin en güçlü göstergelerinden biri olduğunu belirterek, “Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği bu anlamlı gün, ülkemizin geleceğe umutla bakmasının teminatıdır” dedi.

GENÇLERİMİZİN AZMİ YARINLARIMIZI AYDINLATAN EN GÜÇLÜ IŞIK

Başkan Yılmaz, gençlerin ülkemizin gelişimine sağladıkları katkının paha biçilemez olduğunu belirterek, “Gençlerimizin fedakârlıkları ve azmi, yarınlarımızı aydınlatan en güçlü ışık olacaktır” diye konuştu.

ÖZGÜR BASIN DEMOKRASİNİN TEMEL TAŞI

Ayrıca, özgür ve bağımsız basının demokrasinin temel taşlarından biri olduğuna değinen YGD Başkanı Yılmaz, basının doğru ve tarafsız habercilik anlayışının korunması gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi: “Basın özgürlüğü ve demokratik değerler, gazetecilerin sorumluluk bilinciyle daha da güçlenir.” Yılmaz, bu değerlerin hukuk çerçevesinde korunmasının önemine dikkat çekti. Özgür ve tarafsız medya anlayışının demokrasinin gelişimindeki rolünü de vurgulayan Yılmaz, meslektaşlarının ve tüm medya çalışanlarının 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladı.

YGD Başkanı Yılmaz, Yüzüncüyıl Gazeteciler Derneği’nin Atatürk’ün gençliğe duyduğu güveni her zaman yaşatacağını ve demokrasinin temel taşı olan özgür basın ilkelerine bağlı kalacağını bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirdi.

Devamını Oku

19 Mayıs: Bir Milletin Dirilişi ve Gençliğe Emanet Edilen Işık

19 Mayıs: Bir Milletin Dirilişi ve Gençliğe Emanet Edilen Işık
0

BEĞENDİM

ABONE OL

19 Mayıs: Bir Milletin Dirilişi ve Gençliğe Emanet Edilen Işık

Bir ulusun kaderinin yeniden yazıldığı gündür 19 Mayıs. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1919’da Samsun’a çıkarak başlattığı Kurtuluş Mücadelesi, sadece bir askeri direnişin değil, aynı zamanda bağımsızlık, özgürlük ve onur temelinde bir millet olma bilincinin ilk adımıdır. O gün atılan adım, tarihin akışını değiştirmiş; işgal altındaki bir coğrafyada umudun, cesaretin ve iradenin simgesi olmuştur.

19 Mayıs’ı yalnızca bir tarih değil, yaşayan bir miras, geleceğe yön veren bir ışık olarak görmek gerekir. Atatürk, bu günü “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak ilan ederek milletin geleceğini gençlere emanet etti. Çünkü gençlik, sadece bir yaş aralığı değil; düşünceyi yenileyen, toplumu dönüştüren, adaleti ve ilerlemeyi savunan bir ruhtur.

Bugün de aynı ruhla gençlerimizin omuzlarında yükseliyor Türkiye. Ancak bu yükselişin anlamlı olması için yalnızca sporla ya da törenlerle değil, aynı zamanda değerlerimizle, kültürümüzle, tarihsel hafızamızla da desteklenmesi gerekir. Vatan sevgisi, adalet duygusu, dayanışma, özgür düşünce ve çalışkanlık… Bunlar, 19 Mayıs’ın taşıdığı gerçek değerlerdir.

Bugün Türkiye’nin dört bir yanında bayraklarla kutlanan bu özel gün, aslında her bir gencin iç dünyasında da yeniden doğmalıdır. Çünkü bağımsızlık, sadece geçmişte kazanılan bir hak değil, her gün yeniden korunması ve taşınması gereken bir sorumluluktur. Bu sorumluluk, bugün sosyal medyada doğruyu savunmakta, bilimde ilerlemek için çabalamakta, haksızlığa karşı ses yükseltmekte ve ülkesine değer katacak adımlar atmakta kendini gösterir.

Atatürk’ün “Bütün ümidim gençliktedir” sözü, yalnızca bir temenni değil; bu ülkenin gençlerine duyduğu güvenin ilanıdır. Bu güveni boşa çıkarmamak, yalnızca gençlerin değil, toplumun tüm kesimlerinin ortak görevidir. Çünkü gençlik desteklendiğinde değil, inandığında dönüşür.

19 Mayıs, geçmişin kahramanlarına saygı duruşu olduğu kadar, geleceğin mimarlarına duyulan inancın da bayramıdır. Bugün her Türk genci, sadece tören alanlarında değil, hayatın her alanında 19 Mayıs’ın temsil ettiği değerlere sahip çıkarak bu mirası taşımakla yükümlüdür.

Bugün; yeniden başlamak, yeniden düşünmek ve yeniden umut etmek için bir fırsattır.

Kutlu olsun 19 Mayıs.

Devamını Oku

“Son Durak: Kan Bağı”

“Son Durak: Kan Bağı”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

SON DURAK: KAN BAĞI
Ambalajlı Ölüm, Paketlenmiş Korku

Ölümün Estetik Pazarlaması

“Son Durak: Kan Bağı”, serinin yeni halkası olarak korku sinemasının modern tüketiciye sunduğu parıltılı tabaklardan biri. Ölüm bir tehdit değil artık; bir tiyatro gösterisi. Kamera dönerken, ölen karakter değil—düşünce. Gerçek dehşetin yerini yapay gerilim alıyor. Bu film, “korku”yu eğlence paketine sarıp seyircinin önüne atıyor. Ve biz de alıyoruz, çünkü biz bu ölümleri satın alıyoruz.

Sahte Gerilim ve Estetik Şiddet

Filmin en büyük sorunu gerilimin gerilim gibi hissettirilmemesi. Göstermek istiyor ama hissettiremiyor. Ölümler yaratıcı mı? Evet. Ama yaratıcı olmak, etkili olmak anlamına gelmiyor. Ölüm sahneleri, dramatik yapıdan kopuk; yalnızca efekt üzerine inşa edilmiş. Seyircinin esas merak ettiği şey artık “kim ölecek” değil, “ne kadar gösterişli ölecek?” Bu, anlatının çürüdüğünün işaretidir.

Karakterler: İsimleri Var, Kimlikleri Yok

Bir hikâyenin özü, karakterleridir. Ancak bu filmde karakterler yalnızca ölüm makinesinin dişlileri. Bir geçmişleri, bir motivasyonları yok. Kendilerine ait bir varoluşları da yok. Stefanie karakteri üzerinden bir derinlik yaratılmaya çalışılıyor; geçmiş travmalar, kehanetler, içsel korkular… Ama hepsi yüzeysel. Yara bantları gibi yapıştırılmış. Bu filmde insanlar yok, sadece hedefler var.

Teknik Başarı, Anlamsal Boşluk

Filmin yönetmenliği ve sinematografisi kusursuz bir makine gibi çalışıyor. Renk paleti, kamera açıları, geçişler—hepsi profesyonel. Ama soruyorum: Gerçek tehlike, kamera açısında mı saklı? Yoksa senaryoda mı? Ne yazık ki burada teknik başarı, anlamsal eksikliği maskelemekten öteye geçemiyor. Bir görüntü ne kadar net olursa olsun, içinde bir ruh yoksa, sadece boş bir kabuktur.

Nostalji Tuzağı: Tony Todd’un Yüzü

Tony Todd’un geri dönüşü, eski izleyiciye bir göz kırpma. Ama bundan fazlası değil. Todd, burada bir sembol olarak duruyor; içi boş bir ikon. Serinin ilk filmlerindeki mistik derinliğin yerini, basit referanslar almış. Bir karakterden ziyade bir reklam aracı haline getirilmiş. Bu, sadece anıya saygısızlık değil, seyirciye de hakarettir.

Sonuç: Sterilize Edilmiş Karanlık

Bu film, bir cesaret eksikliği belgesi. Risk almıyor. Dehşeti bastırıyor. Düşündürmüyor. Son Durak, bir zamanlar ölüm fikri üzerinden varoluşsal bir korku yaratmayı başaran bir seriydi. Ama artık ölüm, yalnızca pazarlanabilir bir olaylar zinciri.

Tıpkı Lou Bloom’un kamerası gibi, bu film de sadece görüntü peşinde. Ama gerçeği çekmiyor. Onu inşa ediyor. Kuruyor. Parlatıyor. Ve satıyor.

Son Söz:

“İnsanlar dehşet görmek istiyor, ama kendilerini güvende hissederek. Bu film onlara tam da bunu veriyor.
Onlar da teşekkür bile etmeden izliyorlar.”

Devamını Oku

İstanbul escort bayanlar İzmir escort bayanlar Adana escort bayanlar Bursa escort bayanlar Antalya escort bayanlar Kocaeli escort bayanlar Mersin escort bayanlar Bakırköy escort bayanlar Şişli escort bayanlar Mecidiyeköy escort bayanlar Taksim escort bayanlar Beşiktaş escort bayanlar Halkalı escort bayanlar Şirinevler escort bayanlar Beylikdüzü escort bayanlar Bahçeşehir escort bayanlar Avcılar escort bayanlar Avrupa yakası escort bayanlar Ataşehir escort bayanlar Kadıköy escort bayanlar Ümraniye escort bayanlar Maltepe escort bayanlar Kartal escort bayanlar Pendik escort bayanlar Tuzla escort bayanlar Anadolu yakası escort bayanlar