Türkiye genelinde temmuz ayı başında etkisini göstermeye başlayan şap hastalığı, en büyük darbeyi Ardahan ve çevresindeki ilçelere vurdu. Yüzlerce hayvanın telef olduğu bölgede, üreticiler çaresizlik içinde yetkililerden çözüm bekliyor.
Bölgenin en önemli geçim kaynağı olan hayvancılık büyük bir risk altında. Salgının baş gösterdiği günden bu yana hayvan ölümlerinin durdurulamadığını söyleyen besiciler, “Yılların emeği gözümüzün önünde gidiyor” diyerek duruma isyan ediyor.
Ardahan’da küçük ve büyükbaş hayvan ölümleriyle baş edemeyen üreticiler, hem ekonomik çöküşle hem de psikolojik yıkımla karşı karşıya. Gün geçtikçe yayılan hastalık, süt ve et üretimini doğrudan tehdit ederken, üreticiler tarım ve hayvancılık politikalarının yetersiz kaldığını ifade ediyor.
Veteriner hekimler ve sektör temsilcileri, şap salgınının daha fazla yayılmadan kontrol altına alınması gerektiğini söylüyor. Yaygın aşılama, ilaç desteği ve sert karantina uygulamaları önerilirken, bölgeye bugüne kadar yeterli müdahale yapılmadığı yönünde eleştiriler artıyor.
Şap, özellikle çift tırnaklı hayvanlarda görülen, son derece bulaşıcı ve ekonomik açıdan yıkıcı etkileri olan viral bir hastalık. Sığır, koyun, keçi ve domuzların yanı sıra yaban hayvanlarına da bulaşabiliyor.
Bulaşma yolları:
Hasta hayvanların salya, dışkı, idrarı
Enfekte yem ve ekipmanlar
İnsanlar ve diğer hayvanlar aracılığıyla taşınma
Solunum yoluyla yayılım
Belirtileri:
Ağız içi yaralar, salya artışı
Ayaklarda yaralar, topallama
Yüksek ateş, yem yememe, süt veriminde düşüş
Ardahan’daki üreticiler, “Her gün yeni bir hayvanımız ölüyor. Devlet artık sesimizi duymalı. Bu sadece bizim değil, Türkiye’nin gıda güvenliği meselesi” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
Eğer acil önlemler alınmazsa, sadece Ardahan değil, tüm Türkiye et ve süt krizine sürüklenebilir.